ORTALAR!!! İlerleyelim!

Bu hafta başlık olarak farklı bir klişe seçtim. 🙂 Ama konumuz trafik değil. Yine çalışanlarımız hakkında bir eleştiri getirmek istiyorum.

Öncelikle kendimden bir örnek vermek istiyorum.

İlkokula 5 yaşında başladım. Yaşıtlarımdan, ki o dönemde 7 yaşında okula başlanırdı. Ben bedenen çok küçüktüm, erken okula verilme sebebim ise okuma yazmayı ve matematiği 4-5 yaşlarında iken iyi derecede becerebiliyor olmamdı. Sınıfımda “bebe” denecek boydaki tek çocuktum. Ancak gerçekten başarılı olduğum, hatta daha da ileri gittiğim için 1. sınıfın ortasında 4. sınıfa atlatmak için okul yönetimi babamdan izin istemişti. Boy pos zaten çok küçük, psikolojim de kaldırmaz diye babam kabul etmedi, neyse… Sonraki yıllar onlarca başarı belgesi, yarışma birincilikleri, ülke çapında takdirler ile geçti. Orta okula başladığımda yine aynı durumla karşılaştık, okul bilgi seviyesi sınıfın çok üzerinde bunu 2. hatta bir seviye sınavı sonucuna göre 3. sınıfa atlatabiliriz dedi. Babam yine normal yoldan başarılı olarak, yaşına göre gitsin diye düşündüğü için, yine kabul etmedi.

Lise de tüm notlarım beklentilerin üzerinde 100’ler ile dolu olunca benzer hikaye ile karşılaştım, tahmin edersiniz babam ne dedi…

Üniversiteye gittiğimde kendi başımaydım, yaşım 18’i geçtiği için kendi kararımı kendim verme imkânım vardı. Mühendislik fakültesinde ilk sömestr sonu notlarım ile onur derecesine çıktığımda üst sınıflardan ders veya iki branş okuma imkânı sundular. Ben okulu erken bitirebilmek için üst sınıftan ders almayı kabul ettim. İngilizce hazırlık ile 5 yıl olan mühendislik fakültesini toplamda 3 yılda bitirdim. 😊 Babamın aksine ben bir zararını görmedim. 😊

Burada anlatmak istediğim kendi başarı hikayelerimden çok, toplumda sürekli insanların “ortalama, sıradan, normal” bir seviyeye çekilmek için çevrelerinden sürekli bir baskı gördüğü durum.

Maalesef eğer bir konuda çok iyi iseniz, çevreniz sizi takdir etmekten çok normale çekmek için uğraşır. Hepimiz cehennemdeki Türk kazanının başında neden bir zebaninin durmadığı hikâyesini biliriz. Maalesef biz toplumdan sıyrılmaya, aşmaya çalışanı geri çeken bir milletiz.

Ata sözlerimiz ile dahi normalin üzerinin iyi olmadığı bilinç altımıza “Azı karar, çoğu zarar.” diyerek işlenir.

Sürekli bilinçsiz olarak, insanları fazla ilgi çekmemek, çok aşırı başarı veya başarısızlık sergilememek, göze batmamak konularında yönlendiririz. Her şeyi herkesin yaptığı gibi yapmaya, herkesin yöntemlerini kullanıp yeni bir şey denememeye, herkesin gittiği yere gitmeye, herkesin yaptığını yapmaya, yediğini yemeğe zorlanırız. Ve emin olun bu zorlama ciddi oranda başarıya ulaşır.

Bir toplumun %2si ileri seviye yetenekler ile doğar. %3 kendini olağan üstü geliştirme ve kapasitesini artırma  gücüne sahiptir. %5 e tekabül eden bu insanlar incelendiğinde %2’lik anadan doğma şanslı olan grubun %80 oranında başarısız olduğu görülür. İçlerinden çok azı potansiyelini harekete geçirmek için çevresinden veya içten gelen bir itici güce sahiptir. Diğerleri akan toplum selinin içinde körelir giderler.

Sonradan kendini geliştirme potansiyeli olan %3 ise, %65-70 gerçekten başarılı olur, potansiyelini kullanır ve üstün yetenekli bir insan seviyesini tutturabilirler. Yetenek çalışma ve azimle daha keskin hale getirilebilir.

Yaklaşık 5 milyon kişi üzerinde yapılan bir araştırmada insanların zekâ/ yetenek katsayıları yükseldikçe belirli bir orandan sonra kişi adedinde dramatik bir düşüş olduğu tespit edilmiş.

Ortalama zekâ ve yetenek sahibi insanların yığılı olduğu bir bölge var. Ve maalesef hayatta karşılaştığımız insanların %95’i bu tip insanlar. Bu bölge o kadar kalabalık ve sektörlere hâkim ki tüm rekabet bu alanda ve bu insanlar arasında oluyor.

Eğitim sistemlerimiz toplumsal yaşamımız, adetlerimiz bu tip insanların sayılarını artırmaya yönelik bilinçli veya bilinçsizce hazırlanmış ve çalışmakta.

Hiç kimse farklı düşünen, farklı yorumlayan ve işleri alışılmışın ötesinde farklı çözenlere tahammül göstermiyor, dışlamak anlamaya ve desteklemeye çalışmaktan daha kolay geliyor.

Zeka seviyesi bile ortalama hatta ortalamanın altında tutuldukça bu insanların dinen, ticareten ve siyaseten yönetilmesi ve sömürülmesi daha kolay hale geliyor, ve bu insan grupları aslında “toplum”dan öte talebe göre şekillendirilip işlenecek bir “kaynak” olarak görülmeye başlanıyor.

Artık toplum otomatik halde kendisi gibi “-can” ları “-su”ları yetişitirmeye onlara yaşamaya hazır hayat norm ve formatları sunar hale geldi.

Bu kalabalıktan sıyrılanların ne kariyer hayatlarında, ne de iş hayatlarında rekabete girmeden, tüm kaidelerini kendileri çizdikleri yollarda son hızla ilerlediklerini, diğerlerinin ise birbirine benzer iş hayatlarında, birbirine benzer şirketlerde, birbirine benzer iş tanımları ile birbiri ile mücadele etmeye çalıştıklarını görürüz.

PayPal’ın kurucu ortakları arasında olan Amerikalı girişimci ve danışman Peter Andreas Thiel’in kendini farklılaştırmak konusunda çok beğendiğim bir lafı var: “Rekabet aptallıktır.” Rekabet olmayan alanlar başkalarının ulaşamayacağı alanlardır ve olasılıklar sonsuzdur. Kişi, hayat stratejisini belirlerken bunu görmek ve daima gelişme, farklılaşma yolunda olmalıdır.

Ama ortalama insanların yapabileceği sadece rekabettir.

Kendinize ve hayattaki konumunuza iki adım geri çekilip bakın. Rekabetin çok olduğu bir ortamda mısınız? Rakipsiz bir ortamda başarı ile ilerleyen bir durumda mı? Bu sizin kendi potansiyeliniz yüksek dahi olsa, ortalama bir miktarını kullanıp, kalan potansiyelinizi kullanmadığınızın en bariz örneğidir.

Bazen ne iş yaptıklarını anlamadığınız hayat koçları ve danışmanlar aslında sizin bu alanlardaki potansiyelinizi ortaya çıkarabilmeniz için size yardımcı olurlar. Size doğru soruları kendinize sorma ve yanıtlar bulmada yardımcı olurlar.

Farklı düşünmekten, farklı görmekten ve işinizi diğerlerinden farklı yapmaktan çekinmeyin. Her şeyi birbiri ile aynı yapan kaç kişinin sürüden sıyrıldığını görebildiniz? Sizi anlamsız rekabetten de süregelen kriz ve başarısızlıklardan da kurtaracak tek yol budur. Farklı olun ki kulvarınız ayrı, rakibiniz az olsun.

Başarınız daim olsun.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s