Bu Gidiş Nereye?

Hepiniz tanırsınız O’nu. Eğer araç kullanıyorsanız birkaç kez denk gelmişliğiniz mutlaka vardır. Hatta camdan kafanızı çıkarıp seslenmişliğiniz bile olabilir.

Yolda araç kullanırken birden bire önünüzde belirir ve sağa sola bakmadan yolun karşısına odaklanmış şekilde geçmeye çalışmaktadır. Çoğu zaman elinde ya alışveriş poşetleri, ya da bir çocuk vardır. Sağa sola bakmaz, O’na göre “sağa sola bakmadan koşarsan kimse sana çarpamaz, karşıya güvenle geçebilirsin. Yeter ki koş. Kazanın sebebi zaten sağa sola bakmak!!! Sen yoluna bak, etrafa bakma, zafer senin…” Artık kim öğretti ise…

O da öğretildiği gibi yola atlar ve koşmaya başlar. O an bir araba geliyor mu, hangi yönden, hızlı mı yavaş mı? Geçmeye yeterli zaman var mı? Geçtiği yer yaya geçidi mi? Dinlemez. Atlar yola ve koşar. Allah ne verdiyse…

Sen ardından bağırırsın, “Teyze yola böyle inilir mi? Teyze yaya geçidi mi burası?” O hiç oralı bile olmaz, duymaza gelir. Çünkü duymaza gelince de o suçlu olmayacağına inanıyor, aynı sana bakmayınca, senin arabanın ona vurmayacağına inandığı gibi.

Bu teyzeyi neden mi yazıyorum?

Satış konusundaki videolarımı izlemeyi ve kanalıma abone olmayı unutmayın! 🙂 https://www.youtube.com/channel/UC9j8qWn_ij6iuokQyHRCCJw

.O teyze gibi düşünen bazı arkadaşlar var piyasada. Ticarete başlamış, iyi güzel hoş. Ancak yola atlarken etraflarına bakmamışlar, son sürat karşıya geçebileceklerini sanıyorlar. Etraflarında ne oluyor farkında değiller.

İndikleri şeritten bir TIR geliyor belki farkında değiller. Aynı o teyze gibi yola inip koşmaya başlamışlar. Etraftan sesleniyorlar uyarmak için. Hiç üstüne alınmıyor. Birileri demiş ya O’na da. “Etrafına bakma koş, karşıya geçersin.”

Islıklar, bağırışlar, kamyon geliyor naraları ona değil. Asla üstüne alınmıyor. Hata yok onda. en doğru yolda kendisi… Diğerleri! Terbiyesizler….

Arkadaşım! Kulağını kapatmayı, gözünü önünden ayırmamayı bırak. Etrafına bak, uyarılar sana, senin gibilere. Kaza geliyorum diyor. Batacaksın diyor. İşi bildiğini sanıyorsun ama bilmiyorsun diyor. Sen “hayır o ben değilim” dedin diye, sen “O” olmaktan kurtulamadın. Katakulli yaşıyorsun, katakulli iş yapıyorsun. Bilerek, hedefleyerek, planlayarak gitmiyor hiçbir işin. Olursa işin, kazanırsan para harcıyorsun. Bulamazsan oturup bekliyorsun.

İnsanı farklı kılan, hedeflediği başarılı olsa da olmasa da mücadeleye devam etmesidir. Ancak bu mücadele planlı ve bilinçli olduğunda fayda verir.

Bilinçli kelimesini çok kullanıyorum dikkat ettiyseniz! Bilinç nedir? Bilinç, etrafında olan bitenlerin etkilerinin ve etkileyeceklerinin tam farkında olmak demektir. Neler olduğunu izleyebilen insan duruma göre pozisyon alabilir ve adımlarını planlayabilir. Gidişatı tam olarak gören ve nereye gittiğini sezinleyen, veya kontrollü olarak ilerleten insan başarılı olur.

  • İşinizi iyi yaptığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Peki müşteriniz öyle düşünüyor mu?
  • Hedefiniz müşteri memnuniyeti mi? Eğer evet diyorsanız bence kendinize yalan söylüyorsunuz. Müşteri memnuniyeti çok havada ve istismar edilen bir tabir. Sınırı yok, performans kriteri muğlak. Ve bana göre çok sığ bir hedef. Genelde bu cümle, sattığımız hizmet veya üründe bir sorun çıkarsa hızlı olarak çözmek olarak düşünülür. ” Müşteri memnuniyeti sağlandı…” böyle yazarız bazen notlarımıza.
  • Müşterinizi yaptığınız işe, sattığınız ürüne, ekibe ve tecrübenize “hayran” bırakmak gibi bir hedefiniz yoksa, işte başarıdan ve ilerlemeden söz edemezsiniz. Çünkü günü birlik ufak sorunları çözmeyi müşteri memnuniyeti sanmakla meşgul olacak, bir adım daha işimiz nasıl “daha” iyi yaparım endişesi taşımayacaksınız.
  • Her geçen gün bir adım bile olsa ilerlemeyen her iş batmaya mahkumdur.
  • İşinizi satarken, her aşamayı nasıl daha iyi yapabilirim. Nasıl daha kolay müşterimi ürüne eriştirebilirim? Nasıl daha kolay finansman sağlatabilirim? Nasıl daha kaliteli yapabilirim? Nasıl arızayı daha hızlı tamir ederim? Nasıl bu arızanın bir daha olmmasını sağlarım? Soru mu lazım işinizi geliştirmek için. Buyurun.

Var mı bu şekilde endişeleriniz? Varsa ne alâ. Düşünüp bulduğunuz her ufacık gelişme ve ilerleme sizi ayakta tutmak için çakılmış bir fazla çividir.

Yok mu böyle endişeleriniz? O zaman yakın zamanda batma konusunda endişelenebilirsiniz.

Dünya sizin düşündüğünüz gibi değil. Siz iyi biri olabilirsiniz. Aileniz eşiniz dostunuz sizi çok seviyor olabilir. Ama dünyanın kimsenin kişiliğine göre davranışı ve acıması yoktur.

Eğer etrafınızdaki gelişmeleri göremezseniz, size dünya diz çöktürecek ve eğer ona izin verirseniz sizi daha da ezecek, ta ki tamamen bitirene kadar.

Hayat siz, ben veya başka kimse için acıma sahibi değildir. En sert hayat vurur insana. Önemli olan bu darbeler için hazırlıklı mısınız? Darbe geleceğini görebiliyor musunuz? Darbeye rağmen ilerleyebiliyor musunuz? Sizi kazanan yapacak olan işte budur. Sorunlar ve verdiği acılar geçicidir. Bir dakika, bir hafta veya bir yıl sürebilir, ama mutlaka biter. Acılar hayatta kalıcı olmak için değil, geçmek, gitmek için size uğrar. Sadece siz sorunları kalıcı yapabilirsiniz. Nasıl mı? Yenilmeyi kabul ederek. Bu durumda hayatınızda kalıcı bir yeri olacaktır sorunlarınızın.

Bir probleminiz olabilir, bu normal bir durum. Ama siz problemseniz bu kötü bir durum. Bundan daha kötüsü siz problemsiniz ve bunu siz problem etmiyorsanız… O problem siz olduğunuz veya siz değişmediğiniz, kendinizin farkına varıp, kendinizi problem etmediğiniz sürece asla çözülemeyecek demektir.

Sizi hayatta diğerlerinden farklı kılan, öne geçiren ve “O başardı” dedirten, diğerlerinden yarım adım erken bitirmek olabilir. O yarım adım için sürekli çalışmanız, sürekli kendinizi geliştirmeniz, hatalarınızı telafi edecek aksiyonlar almanız gerekebilir. Yarım saniye daha hızlı veya daha yavaş. Maçın kaderi buna bağlıdır.

İnsanlar kendi yapamayacakları bir şeyi sizin de yapamayacağınızı söylerler. Yapabileceğinizi söyleyen de, yapamayacağınızı söyleyende genelde %50 – %50 haklıdırlar. Hangi %50nin diğerini alt edeceğini siz belirlersiniz.

“Başkasının sözünü, fikrini kendinizin gerçeği yapmayın.”

Dilerseniz yapabilirsiniz. İsterseniz başarılı olabilirsiniz. Darbeler alacaksınız, yenilgiler tadacaksınız. Her zaman kazanamazsınız ki! Önemli olan darbelere rağmen ilerleyebiliyor musunuz? Yenilgilere rağmen kararlarınıza sahip çıkabiliyor musunuz?

İşinizi, ürününüzü herkesten farklı yorumlayabileceğinize inanın. Ve harekete geçin.

Herşey daha iyi olsunuz, işinizde de başarı olsun istiyorsunuz. Ama sadece istiyorsunuz. İnanın bana uyumayı daha fazla istiyorsunuz. İnanın bana yemek yemeyi daha fazla istiyorsunuz. İnanın bana yediğiniz yemek veya arkadaş gezmesini instagramda paylaşırken havalı olmayı daha fazla istiyorsunuz. Ay başı maaş gününü, sene sonu yıllık izni, akşam TV karşısında uyuklamayı. Bütün bunları daha fazla istiyorsunuz. Çünkü eğer gerçekten başarılı olabileceğini düşünseydiniz, gerçekten isteseydiniz, çoktan bir yol katetmiş, hatta başarmış olurdunuz.

Demek gerçekten başarı istemiyorsunuz. Bir anlığına durun ve düşünün. Gerçekte sizi neyin mutlu edeceğini, aslında ne istediğinizi durun ve düşünün. Kendinize dürüstçe ne istediğinizi itiraf edin. Ve onu almak için harekete geçin. Bir tercih yapın, karar verin. Başkalarına delice gelebilir. Ama neden olamayasınız, neden gerçekleştiremeyesiniz?

Olduğunuz yerde kalabilir ve kendinizi hayatınızı harcatabilirsiniz. Bu da sizin seçiminiz. Seçin. Ne olacağınızı seçin.

Bir çoğunuz başarılı olamayacak. Çünkü yorulduğunuzda pes edeceksiniz. “Bir konuda iyi değilim mi diyorsunuz?” Doğru. Çünkü yeterince çalışmıyorsunuz. Yetenek sadece saatlerce günlerce, aylar veya yıllarca çalışarak kazanılır.

Usain Bolt , 100metreyi 10 saniyenin altında koştu. Sizce bu hedefi gerçekleştirmek için kaç yıl çalıştı. 10 snlik bir başarı için kaç yıl çalışılır?

Eğer çok çalışmak sizi ağlatıyorsa, kaybettiğiniz veya berabere kaldığınız için değil, çok çalışmak zorunda olduğunuz için ağlayın. Emin olun bu daha iyidir.

Hedefinize ulaşamadığınız için kimseyi suçlamayın, bu sadece ve sadece sizin suçunuz olabilir. Suçlamak korkakların işidir. Siz daha iyisine layık mısınız, buna karar verin.

Her gün yeni bir gün ve her an yeni bir an. Ama geri gelmeyecek anlar ve günler. Bu nedenle bir an evvel kararınızı verin ve harekete geçin. Herkese bu işin sizin tarafınızdan nasıl başarılacağını gösterin.

Hayat harika bir macera, ve siz bitti demeden bitmesine asla izin vermeyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s