OLDUĞUNU BİLMEDİĞİNİZ, SİZİN İÇİN YOKTUR.

Uzun bir başlık seçtim, ancak daha iyi nasıl anlatılırdı? Bugün ki konumuza, konunun çok ters bir tarafından yaklaşacağız.

Bir danışanım soruyor: “Eğitimlerinize bahsettiğiniz kurtarıcı arayan her şeyi deneyen biri olarak bu konuda ne yapmalı nasıl kurtulmalı nasıl kendimiz başarabiliriz nasıl bir yol izlemeliyiz yardımcı olup beni aydınlatır mısınız ?”

Kokuya duyarlı, sözgelimi bir av tazısı olduğunuzu fark edin. Uzun burnunuz, iki yüz milyon koku reseptörüne ev sahipliği yapıyor ve ıslak, uzun burun delikleriniz koku moleküllerini hapsediyor. Burun deliklerinizin köşelerinde yer alan küçük yarıklar iyice açılarak, siz kokladıkça içeri daha fazla hava girmesine olanak tanıyor. Sarkık kulaklarınız bile yerde sürünerek koku moleküllerini hareketlendiriyor, koklamak, bütün dünyanız. Bir öğleden sonra sahibinizin ardından yürürken, bir anlık bir aydınlanma yaşıyorsunuz ve ansızın duruyorsunuz. İnsanın ki gibi acınası, gelişmemiş bir burna sahip olmak nasıl bir şey acaba? İnsanlar ancak küçük burunlarının izin verdiği ölçüde alabildikleri azıcık hava ile neyi koklayabilirler ki? Yaşadıkları kokusuzluk acaba bir tür karanlık his boşluğu mudur? Kokunun olması gereken yerde bir tür boşluk!!!

İnsan olduğumuz için cevabın hayır olduğunu biliyoruz. Kokunun olmadığı yerde bir boşluk, bir eksiklik, bir karanlık duygusu hissetmiyoruz. Kendi gerçeğinizi, size sunulduğu hali ile kabul ediyorsunuz. Bir tazının koku alma duyusuna sahip olmadığınız için, sizde bazı şeylerin eksik olduğu, farklı olduğu aklınızın ucundan bile geçmiyor.

Aynı şey renk körü insanlar için de geçerli. Başkalarının kendilerinin göremediği renk tonlarını gördüğünü öğrenene kadar, ne o renk tonlarından, ne de kendilerindeki eksiklikten haberdarlardır. Hatta böyle bir düşünce bile geçmez akıllarından. Her şey onlara göre normal, olması gerektiği gibidir.

Siz renk körü değilseniz, siz de bir renk körünü gözünüzde canlandıramazsınız. Mesela moda dünyasında, meşhur 3 adet RGB renklerinin ötesinde bir renk daha görebilen çok nadir göz yapısına sahip bir grup kadın özellikle aranır. Çünkü onlar bizim göremediğimiz birçok renk tonunu birbirinden ayırabilmektedirler. Şimdi siz de renk körü olduğunuzu öğrendiniz, farkında mısınız? Çoğunluk olsanız da, bu özel kadınlara göre siz renk körüsünüz.

Bu durum doğuştan körlerde bile benzerdir. Size bir körü düşünün desem, aklınıza karanlığı “gören” bir kişi gelir. Siz görememeyi dahi kafanızda canlandırmakta zorlanırken, onlar için ise aslında karanlık dahi yoktur. Onu bile bilmezler. Çünkü görmemek, görmek kadar kendi gerçekliklerinin bir parçası hiç olmamıştır. Göz ameliyatı ile daha önce hiç görememiş kişiler gözlerine kavuştuklarında günler, hatta aylarca gözlerine etki eden ışık ve renklerin ne manaya geldiğini çözemez, kısaca gözleri normal olsa da göremez, gördüklerini anlamlandıramazlar. Çünkü beynin o bölgesi hiç bir tecrübeye sahip olmadığı için bir vazodan sizi ayırt edemez. Öğrenmesi bir emek ve zaman alacaktır.

Biyolog Doktor Jakob Von Uexküll, dünyanın görebildiğimiz, algılayabildiğimiz kısmına “umwelt” daha büyük ve algılarımızı aşan gerçeğe ise “umgebung” adını vermiştir.

Her organizmanın algılayabildiği umwelt’, yanında, algılarının ötesinde, hiç hissetmediği, hatta eksikliğini hissetmediği, bu nedenle bakmayı, aramayı dahi düşünmediği bir de umgebung’u vardır.

İşinizi yaparken çıkmaza girdiğinizi düşündüğünüzde, her yolun denendiğini, yapılabilecek her şeyi yaptığınızı ama nasıl oluyor da birileri başarırken, sizin başarısız olduğunuzu düşünüyorsanız… Bu yukarıda verdiğim örnekleri bir daha düşünün. Aslında sizin umwelt’inizn ötesinde henüz farkına varamadığınız, çok daha büyük bir umgebung mevcut.

Bu alanın sizin gerçekliğinizde yokluğunu hissettiğiniz an, aslında varlığını da hissetmeye başladığınız an olacaktır.

Bir daha neyi nasıl yapacağınızı düşünürken, aklınıza hiç gelmemiş, daha önce olabileceğini hiç düşünmediğiniz yollar olduğunu bilerek düşünün. O zaman yolların açılmaya başladığını görebilirsiniz.

Faydalanılan Kaynak: Incognito, Düşünülebilir Düşünceler

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s