Satış mesleğinde geçirdiğim çeyrek asırlık sürede gerçek manada, güçlü, bilinçli, her aşaması ve her sözünü planlı gerçekleştiren satıcı gerçekten az gördüm.
İyi satanlar var kabul, ama süreç kontrolü olmadığında, içgüdüsel satışa başarı demek zor. Bu kişiler dönemsel çıkışlarla, varsa! ancak dalgayı yakalayan şanslı sörfçüler gibiler. Rüzgar yoksa, dalga yoksa sörf de yoktur.
Ne diyordu meşhur yağ markası, kontrolsüz güç, güç değildir.
Satış eğitimlerini vermeye başladığımda amacım bu işten para kazanmak değil, sektörde birazcık daha bilinçli satıcılar yetiştirebilmek, sektör gelişimine katkıda bulunmaktı. Hala da öyle 🙂 …
Birçok satıcıya yardımcı olabildim. Çok güzel geri dönüşler aldım. Öğrettiğim teknikler, müşteri psikolojisini anlama, sihirli cümleler ve ifadeler ile milyon dolar satış kapatanlar, bir maille kaçan müşteriyi geri kazananlar, rekabete rağmen 1 lira bile indirim yapmadan sipariş alanlar, kendini anlamsız rekabetten kurtaranlar…
Bu arkadaşlardan, bir çok akşam yemeği sözü aldım, bir de pandemi bitse, içinden geçeceğim 🤗🤣 o sofraların, satışlarını beraber kutlarken.. Benim komisyonum da mutluluğu paylaşmak ve yaptıklarımın ürünlerini görme gururu olsun.
Sonra bir an geliyor, kendisini dev aynasında gören cüceler “üç kuruşa” eğitim verenlerden, “fırsattır” deyip eğitim alacağına, bilgiyi üç kuruşa veriyor, bizi ekmeğimizden ediyor diye “i.ne” ilan ediyor. 3MB hafızası ancak o kadar bilgi kaldırabilmişken, yıllarca öğrendiği tüm bilgi birikiminin 3 kuruş ettiğini öğrenmek acı verici olsa gerek.
Bir diğerine farklılaşmaktan bahsediyorum. Üründe, hizmette farklılaşmazsan kazanamaz, kuralı sen koyamazsın diyorum. Örnekler veriyorum. Rekabetin sebeplerini anlatıyorum. Nasıl rakipsiz olur tek tek anlatıyorum.
Bir hafta sonra dönüş oluyor…
“Abi kartvizitim güzel olmuş mu? Tasarımını özel yaptırdım. Kartvizit bir firmanın kimliğidir. (Vaay, beylik ve boş sözler, Good) Ne dersin? Müşteriyi etkiler mi?”
Waww, bu kartvizitle en az 3 milyon dolar satarsın. Ne satarsan sat, çöp satsan bile sana sipariş vermeyen müşteri ölsün. Beni o kadar anlamamışsın ki ne diyeceğimi bilemiyorum, gözlerim yaşardı. O kartvizit için değil, hayatımdan harcadığım 2,5 saat için… İyi niyetimle, çıkarsız, en idealist halimle gelmiştim sana. Beni karamsarlık girdaplarına sokmayın!!!
Başaranlar var. İşe yarıyor. Hayal satmıyorum. Çok yukarıdan geliyorsa daha da basitleştiririm anlatımı. Ama lütfen dinle ve anlamaya çalış. Zor biliyorum. 3MB kapasite ile, “ye, iç, yat” komutları ile hayat sürdürüyorsun. Ama yapabilirsin, potansiyelin var. Zorlarsan, biraz beynin acısa da yapabilir, sen de anlayabilirsin.
Ama onca saat anlatımdan, kartviziti farklı tasarlatmayı anladıysanız, diğer herşey aynen zaten çalışmadığı hali ile gidiyorsa…
Ben yine anlatacağım. İçinizden çıkacak %1 bile yeter bana. Ama lütfen, siz “kartvizitim farklı olmuş mu?” diyen, “3 kuruşa eğitim verenler bilmem ne.” diyen, en azından bulunduğunuz karanlıkta kalın da…
Hala ümitvâr olan beni korkutmayın!